Yapay Zeka Çağında Kent Yönetimi: Atatürk'ün Vizyonuyla Geleceğe Bakmak

İçinde bulunduğumuz çağ, insanlık tarihinin en hızlı teknolojik değişimlerine tanıklık etmektedir. Bu çağın önemli bir aktörü olarak değerlendirilen yapay zeka, hayatımızın hemen her alanına nüfuz ederek, toplumsal düzeni, ekonomik yapıları ve hatta insan ilişkilerini kökten değiştirmektedir. Bu hızlı değişim, beraberinde bir dizi soruyu ve endişeyi de getirmektedir: Yapay zeka, insanlığın hizmetinde mi olacak, yoksa onun sonunu mu getirecek? Bu sorulara cevap ararken, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” ilkesinin, bize yol gösterici bir ışık tutacağı kanaatindeyim.
Yapay zekanın sunduğu potansiyel faydalar, inkar edilemez. Eğitimden sağlığa, üretimden ulaşıma kadar pek çok alanda, yapay zeka sayesinde daha verimli, daha hızlı ve daha etkili çözümler üretmek mümkündür. Bununla birlikte, yapay zekanın getirdiği riskler de göz ardı edilemez. İşsizlik, veri gizliliği, yapay zeka etiği gibi konular, üzerinde titizlikle durulması gereken meselelerdir. Özellikle, yapay zeka teknolojilerinin kötüye kullanımı, insanlık için ciddi bir tehdit oluşturabilmektedir.
Atatürk, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bilimin ve teknolojinin önemini vurgulamış, bu alanlarda yapılacak yatırımların ülkenin geleceği için hayati olduğunu belirtmiştir. Onun “İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ferdin kafasına koyacağız” sözü, bugün yapay zeka teknolojileri için de geçerlidir. Yapay zeka, insanlığın ortak mirası olarak görülmeli ve tüm insanlığın faydasına sunulmalıdır.
Ancak teknolojinin tek başına yeterli olmadığını unutmamak gerekir. Toplumsal uyum, etik değerler ve insan odaklı bir yaklaşım, yapay zeka çağında başarılı olmanın anahtarlarıdır. Yapay zeka teknolojileri, insan haklarına saygılı, adil ve eşitlikçi bir şekilde geliştirilmelidir. Bu noktada eğitim sistemimize büyük bir sorumluluk düşmektedir. Genç nesilleri, yapay zeka teknolojilerini sadece kullanan değil, aynı zamanda üreten ve geliştiren bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik konusuna dikkat edilmesi gerektiği de anlaşılmalıdır.
Sürdürülebilirlik, yerel yönetimlerin temel sorumluluklarından biri haline gelmiştir. Kentlerin çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği, yerel yönetimlerin planlama, uygulama ve denetim süreçlerinde dikkate alması gereken kritik bir faktördür. Yerel yönetimler tarafından uygulanmasına acil ihtiyaç duyulan “Enerji verimliliği, atık yönetimi, su kaynaklarının korunması, yeşil alanların artırılması gibi sürdürülebilirlik odaklı projeler”, kentlerin geleceğini sağlıklı bir biçimde şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Merkezi yönetimden alınan bazı kritik kararlar, yerel yönetimlerin kentlerin yenilikçi işleyişindeki artan etkisini kısıtlayarak hem kamu kurumlarının çalışmalarını aksatıyor hem de vatandaşların yaşam dinamiklerini olumsuz etkiliyor. Buna karşın, merkezi yönetim engellerine ve sınırlı bütçeye rağmen, belediyeler yenilikçi projelerle kent yaşamını iyileştirmeye çalışmaktadır. Sokak hayvanlarının korunması, kent mimarisinin geliştirilmesi ve sağlıklı kent planlamaları bu projelerin başında gelmektedir. Özellikle akıllı şehir uygulamaları, yapay zeka destekli çözümler bu alanlarda önemli adımların atılmasını sağlayabilmektedir. Örneğin; sokak hayvanlarının takibi ve bakımı için sensörlü sistemler, kent sakinlerinin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış yeşil alanlar ve enerji verimli binalar yapay zeka ile mümkün hale gelebilmektedir.
Bu noktada önemli bir detay olarak belediyeler diğer birçok yenilikçi projelerde olduğu gibi yapay zeka destekli projeleri de hayata geçirirken vatandaşların katılımını sağlamalıdır. Şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışı yapay zeka teknolojilerinin kent yaşamına entegrasyonunda kritik bir öneme sahiptir. Bu projeler hem kent yaşamının kalitesini artırıyor hem de sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım oluşturuyor. Ancak belediyelerin yapay zeka projelerini hayata geçirirken veri gizliliği ve etik konularına da özen göstermesi gerekmektedir. Yapay zeka insanlık için fırsat sunarken tehdit de barındırmaktadır. Atatürk'ün “İstikbal göklerdedir” vizyonu bugün yapay zeka teknolojileri için de geçerlidir. Ancak göklerdeki istikbalimizi inşa ederken yeryüzündeki değerlerimizi de korumalıyız. Bilim ve teknolojiyi insanlığın hizmetine sunarak daha yaşanabilir bir dünya inşa edebiliriz. Unutmayalım ki yapay zeka çağında başarılı olmanın yolu Atatürk’ün izinden gitmekten geçmektedir.
Prof. Dr. Ülgen Zeki OK