Duyguların Hayatımıza Olan Etkisini Küçümsüyor Muyuz?

İnsanlar sıklıkla iyimser hisleri ve kötümser hisleri karıştırırlar ya da anlayamazlar. Nötr hisleri bile iyimser veyahut kötümser diye kategorize etmeye çalışıp anlamak isterler fakat nötr hisler iki yöne de ait olduğundan akılları karışır ve anlamakta zorluk yaşarlar. En basitinden endişe kötü diye adlandırılır çoğunlukla fakat gerçekten de kötü bir his midir? Hayır. Birinin başına bir şey gelmesine dair endişe de olur, sınava girdikten sonra sonucu beklerken ki "benim sonucum nasıl olacak?" endişesi de olur. Bu sınava dair verdiğim örnekteki endişe kötü değildir, sonuca bağlı iyi ya da kötü diye belirtilebilecek bir şeydir. Sonuç iyi mi geldi o zaman iyi endişe, sonuç kötü mü geldi o endişe pişmanlığa döner ve o birey pişman hisseder "daha çok çalışabilirdim" gibi şeyler düşünür.
Hisler yüzyıllardır insanların ilgisini çeken ve anlayıp bunlar hakkında düşünmek istediği bir şey olmuştur. En çok düşünülen hislerden biri de aşktır ve insanlar bunun da iyimser his mi kötümser his mi olduğunu yaşadıkları şeye göre yorumlarlar. Toksik denilebilen bir ilişki olduysa kötümser bir histir, mutlu denilebiliyorsa iyimser. Fakat ben insanların mutluluğu nadir yaşadığı düşüncesindeyim çünkü en ufak şeyden bile mutlu olduklarını söylerler ama mutluluk yoğun ve uzun sürelidir. Neşe, sevinç gibi hislerle karıştırıyor diye düşünmekteyim. Bunu kanıtlayamam tabii ki ama düşüncem bu yönde.
Melankoli, üzgünlük, kızgınlık, korku gibi yoğun ve insana hissin yoğunluğuyla fiziksel şeyler de yaşatabilen hisler kötümserdir zaten kızgınlık, üzgünlük gibi şeylere iyimser denemez. Bu ve bunlar gibi hisler insanda baş dönmesi, ağlama, yüz kızarıklığı, titreme tarzında fiziksel şeyler yaratır ve bu o hissin yoğunluğunu, etkisini ayrıca akılda kalıcılığını arttırır. Bunlar dahilinde kötümser hisler insan zihninde iyimser hislerden daha çok yer barındırır çünkü insanlar kötümser hisleri daha kolay hatırlar etkileri fazla olduğu için. Hisleri değerlendirmede en önemli etken onların insan zihninde ve bedeninde bıraktığı etkilerdir. Bu etkiler bazen geç fark edilir. Sürekli kızgın olan bir insanda sağlık sorunları oluşabileceği gibi veyahut fazla melankolik bir insanda serotonin hormonunun azalmasına neden olur ve depresyon gibi sonuçlar o bireyin hayatına dahil olur.
Hisler ne şekilde olursa olsun insan yaşamının en değerli şeylerinden biridir. Bazı hangi kategoriye koyulacağı bilinmeyen tamamen nötr denilebilecek ama orada da olamayan hisler olsa da örneğin boşluk hissi, insanlar hayatlarını ve amaçlarını onlarda var olabilecek hisler ve o hislerin sonuçlarına göre şekillendirir. Her bir hayal bir his içindir, her yapılan şey farkında olmasak da bize bir his bırakır ve o hissi istemsizce düşünürken bile bize o anıyı hatırlatır. Hislerle doğar ve onlar eşliğinde ölürüz. Yaşamımızın düzeni, onların üstüne kuruludur ve bunun farkındalığı insanlarda "tuhaf" diye adlandırılabilecek hislere sebep olur.
Ne olursa olsun hislerimizin değerini bilmeli ve onları anlamaya odaklanmalıyız. Yaşamımızın dengesi olan hisler bizim geleceğimizi etkiler.