İzmir’deki toplumsal yapının nabzını tutan ve yılda dört kez yayımlanan İzmir Barometresi araştırmasının Şubat 2025 sayısı, bu kez şehrin karşı karşıya olduğu ekonomik kriz ve yoksulluk olgularına odaklanıyor. Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) tarafından hazırlanan rapor, İzmir’in çeşitli sosyal ve ekonomik kesimlerinin yaşam mücadelesine dair dikkat çekici bulgular sunuyor.

Yaşam Memnuniyeti: İzmirliler Krizle Yüzleşiyor
İzmir'de yaşamaktan duyulan memnuniyet, son dönemde ciddi bir düşüş göstermiş. 2024'te yüzde 73,5 olan bu oran, 2025 Şubat ayında yüzde 65’e gerilemiş. Yaş grupları bazında yapılan analizde ise en memnun kesimin 60 yaş ve üzeri olduğu görülüyor; bu grubun memnuniyet oranı %82. Diğer yandan, 40-59 yaş arası İzmirliler en düşük memnuniyet oranlarına sahip grup olarak öne çıkıyor. Konaklılar, Bucalılar ve Karabağlarlılar, kendi ilçelerinde yaşamaktan memnuniyetsiz olduklarını ifade eden en kalabalık gruplar arasında yer alıyorlar. Bu bulgu, özellikle bu ilçelerdeki sosyal ve ekonomik sorunların derinleştiğini gösteriyor.

Konak: Yaşanması Zor İlçe
Araştırmanın dikkat çeken başka bir bulgusu ise Konak ilçesinin, İzmirliler arasında yaşanması en zor bölge olarak kabul edilmesi. Araştırmaya katılanların büyük bir kısmı, yaşamayı tercih etmeyeceklerini belirttikleri ilçeler arasında Konak’ı ilk sırada tutmuş. Buca ve Karabağlar ise diğer iki ilçeyi oluşturuyor. Bu ilçelerde yaşayanlar, bulundukları bölgeden memnuniyet duymayan ve yaşam koşullarını zorlu bulan en büyük grup olarak öne çıkıyorlar.

Ulaşım, Çevre Temizliği ve Altyapı: İzmir’in Büyük Sorunları
İzmir'in son üç aydaki en büyük sorunları arasında, ulaşım ve toplu taşıma hizmetleri, çevre temizliği ve altyapı hizmetleri ilk sıralarda yer alıyor. Katılımcılar, şehirdeki ulaşım sisteminin yetersizliğinden şikayet ederken, çevre temizliği ve altyapı düzenlemelerinin de çok daha kapsamlı hale getirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Özellikle ulaşım ve çevre temizliği sorunları, diğer sorunlardan daha fazla dile getirilmiş durumda. Bu, şehri daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için büyük adımlar atılmasının gerekliliğini ortaya koyuyor.
İzmir’in En Büyük Hizmet Boşlukları: Altyapı ve Deprem Hazırlığı
Katılımcıların büyük bir kısmı, İzmir’deki en büyük hizmet boşluklarının altyapı ve deprem hazırlığı alanlarında olduğunu düşünüyor. Özellikle deprem riski konusunda alınan önlemlerin yetersiz olduğu kanaatindeler. Üst gelir grubuna ait katılımcılar, bu konuda çok daha fazla memnuniyetsizlik gösteriyorlar. İzmir’in kültürel ve sanatsal etkinlikler konusunda bir önceki araştırmalarda olduğu gibi olumlu değerlendirilmesi dikkat çekiyor. Ancak, şehrin ekonomik fırsatlar ve iş imkanları konusunda çok da yeterli olmadığı ifade ediliyor. Katılımcıların yarısından fazlası, İzmir'in bu konuda beklentilerini karşılayamadığını belirtiyor.
Yoksulluğun Boyutları: Gıda Erişimi ve Tasarruf Zorlukları
Şubat 2025 İzmir Barometresi, yoksulluğun yalnızca gelir eksikliğiyle sınırlı olmadığını, mekânsal ayrışma, sosyal dışlanma ve dayanışma ağlarından yoksunluk gibi faktörleri de ele alıyor. Araştırmaya göre, İzmirlilerin yüzde 30’u, son üç ayda gıdaya erişim konusunda sıkıntılar yaşadığını belirtiyor. Yüzde 78,7’si ise en az bir temel ihtiyacından tasarruf etmek zorunda kalmış. Bu, şehrin büyük bir kesiminin hayatlarını sürdürebilmek için ekonomik baskılarla mücadele ettiğini gösteriyor. Özellikle, yoksul kesimin sosyal güvenlikten yararlanma oranı ise son derece düşük.
Yoksulluğun Duygusal Yükü: Utanç ve Yardım Arayışındaki Zorluklar
Yoksulluğun yalnızca maddi değil, duygusal ve sosyal boyutları da dikkat çekiyor. Yaşlılar, ekonomik zorluklar karşısında utanç ve çocuklarına yük olma endişesini öne çıkarırken, gençler ise ekonomik güçlüklerin yarattığı mahcubiyet nedeniyle yardım arayışlarının engellendiğini belirtiyor. Kadınlar ise özellikle hizmet sektöründe çalışırken, kendilerini güvende hissettikleri iş imkanlarına ulaşmada yaşadıkları zorluklardan bahsediyor. Bu, İzmir’deki kadınların ve gençlerin iş güvencesi ve yaşam koşulları konusunda karşılaştıkları büyük engelleri gözler önüne seriyor.
Yerel Yönetimlerin Rolü: Kamusal Alanlar ve Sosyal Olanaklar
Araştırma, İzmir’in yerel yönetimlerinden de önemli beklentilerde bulunuyor. İzmirliler, daha fazla ekonomik olarak erişilebilir kamusal alanlar talep ediyor. Ayrıca, şehri yönetenlerin, sosyal olanaklara erişimin giderek zorlaştığına dikkat çekiyorlar. BAYETAV, hem devletin hem de yerel yönetimlerin yoksullukla mücadelede daha etkin adımlar atması gerektiğini belirtiyor.


