İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Demokrasi Yoluna Dönüş panelinde konuştu. Tugay, Türkiye’de demokrasi krizine dikkat çekerek, Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını desteklediğini açıkladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bornova Belediyesi ve Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) tarafından düzenlenen Demokrasi Yoluna Dönüş panelinde konuştu. Türkiye’de bir demokrasi bunalımı yaşandığını söyleyen Başkan Dr. Cemil Tugay, kısa sürede dünyada teknoloji ve yapay zeka alanında büyük değişimler yaşanacağını belirterek, “Bu ülkeye sahip çıkmamız gerekiyor. Bu görev CHP'dedir, bu sorumluluk Türkiye'yi onurla yöneteceğine inandığımız Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye BaşkanıEkrem İmamoğlu'nun üzerindedir. Ben de yürekten adaylığını destekliyorum” dedi.
Bornova Belediyesi ve Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV), Bornova Nevzat Kavalar Kültür Merkezi'nde Demokrasi Yoluna Dönüş paneli düzenledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın da katıldığı panelde; İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili ve ÜPV Yönetim Kurulu Başkanı avukat İsmail Doğan Subaşı, Bornova Belediye BaşkanıÖmer Eşki, Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel, Karşıyaka Belediye BaşkanıYıldız Ünsal, Kemalpaşa Belediye BaşkanıMehmet Türkmen, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, meclis üyeleri, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve hukukçular yer aldı.
Açılış konuşmasını Ülke Politikaları Vakfı Başkanı Doğan Subaşı gerçekleştirdi.
Tugay: Türkiye'de insan hakları ile ilgili ciddi sorunlar yaşanıyor
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, konuşmasına Türkiye’de sağlıklı siyaset yapma ortamının bozulduğunu ve bunun gerçek bir demokrasi bunalımına yol açtığını belirterek başladı. Tugay, şunları söyledi:
"Seçimler yapılıyor ama çok sağlıksız şartlarda gerçekleşiyor. Partilerimiz var ama parti içi demokrasiyi bozan bir Siyasi Partiler Kanunu söz konusu. Seçim yasası defalarca değiştirildi ve bu durum eleştiriye açık bir hâle geldi. En önemlisi ise toplumda farkında olmadan bir demokrasi okuryazarlığı sorununun geliştiğini görüyoruz. Özellikle belediye başkanı olduktan sonra toplumda belli konularda bilincin oluşmasının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım. Türkiye'nin en çok çalışması gereken konulardan biri de demokrasi okuryazarlığıdır.”
Katılımcılara İzmir adına teşekkür eden Tugay, demokrasinin ve cumhuriyetin faziletlerini anlatarak büyüdüğünü ifade etti:
"12 Eylül Darbesi olduğunda 13 yaşındaydım. Rahmetli öğretmen babamın yaşadıklarıyla, demokrasinin bir kavgaya dönüştüğünü gördüm. O dönemde farkında olmadığımız ama hayatımızda köklü değişikliklere neden olan anayasa ve yasa değişikliklerini yıllar sonra anladık. Demokrasi üzerine yapılan tartışmalarda sıkça vurgulanan bir gerçek var: Demokrasi, halkın kendini özgür iradesiyle yönetmesidir. Ancak insanlar kötü tercihler yaparsa ne olur? İşte bu yüzden insan hakları önemlidir. İnsan haklarının olmadığı bir yerde yapılan tartışmaların ve alınan kararların ciddi bir anlamı yoktur."
Tugay, Türkiye’de seçimlerin sağlıksız şartlarda yapıldığını, partilerin iç yapısını bozan düzenlemelerin bulunduğunu ve seçim yasasının sürekli değiştirildiğini vurguladı. Demokrasi okuryazarlığının yetersiz olmasının, toplumun siyasi tercihlerini sağlıklı bir şekilde oluşturmasını engellediğini ifade etti. Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde bu konuya özel önem verdiğini belirten Tugay, kamu yönetiminin demokrasi okuryazarlığı konusunda topluma destek sağlaması gerektiğini dile getirdi.
"Türkiye’de birçok seçmen, seçimlerde belli tercihler yapıyor ancak ulusal medya aracılığıyla yürütülen algı operasyonlarına kurban gidiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemimde, birebir temas kurarak kendimizi doğrudan tanıtabilme şansımız oldu. Ancak bu yöntemin tüm ülkeye yayılması için uzun bir zamana ihtiyaç var. Önümüzde genel seçimler var ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ancak ne kadar erken harekete geçersek, o kadar fazla kişi ve kurumla temas kurma fırsatımız olur. Gönül isterdi ki TRT, bağımsız ve adil bir yayın organı olarak tüm partilere eşit fırsatlar sunsun. Ancak hâlâ Anadolu’nun birçok yerinde insanlar yalnızca TRT, A Haber ve Sabah gazetesi gibi kaynaklardan bilgi alıyor. Bu medya organlarının yönlendirmesiyle çok yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Örneğin, geçmişte PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapılırken, hâlâ CHP’nin terörle işbirliği yaptığına dair algı oluşturulmaya çalışılıyor. İşte bu noktada bizim ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Demokrasi okuryazarlığı eksik olunca insanlar manipülasyonlara daha açık hâle geliyor. Toplumun demokrasiyi ne kadar talep ettiğini ve bunu ne ölçüde sahiplendiğini iyi analiz etmeliyiz.”
Tugay, merkezi hükümetin demokratik süreçlerde kendisini eleştirilmekten koruduğunu, buna karşın yerel yönetimlerin halkla daha doğrudan iletişim kurarak demokrasiyi geliştirme sorumluluğunun olduğunu söyledi.
"Hepimizin farkına varması gereken bir gerçek var: Dünya hızla değişiyor. 10-20 yıl önceki dünya ile bugünün dünyası arasında büyük farklar var. Teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmeler hayatımızı kökten değiştirdi. Önümüzdeki süreçte gençlerimizi bu yeni dünyaya hazırlamak için kapsamlı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Eğer bu bilinçle hareket etmezsek, krizleri yönetecek liderler yetiştiremezsek ve eğitime, bilgiye, bilime yatırım yapmazsak, daha derin yoksulluk, daha büyük göç dalgaları, daha fazla hukuksuzluk ve zoraki seçimlerle karşı karşıya kalacağız. İşte bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük bir görev düşüyor. Bu sorumluluğu onurla taşıyacağına inandığımız Ekrem İmamoğlu’nu yürekten destekliyorum.”
Subaşı: İnanılmaz şeyler başardınız
Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV), 2001 yılında Zekeriya Temizel ve arkadaşları tarafından kuruldu. Vakıf, çalışmalarını İstanbul’da sürdürdü ve bu süreçte İstanbul’daki faaliyetleri Murtaza Çelikel yürüttü. Biz, Zekeriya Temizel’i ve rahmetli Murtaza Çelikel’i her etkinliğimizde anıyor, tüm yayınlarımızda onlara olan vefamızı dile getiriyoruz.
2021 yılında ÜPV Başkanı olduğumda, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı konusunu ele almak istedik. Bu yeni dönemde, ikinci yüzyıla dair hayallerimizi, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek fikirleri yazılı hale getirdik. Çünkü bilgi paylaşıldıkça değer kazanır. Konferanslarda yapılan tüm konuşmaları ve çalışmaları yayınlayarak geniş kitlelerle buluşturduk.
2024 yılında, ikinci kez üç yıllık bir görev sürecine başladım. Yeni dönemde, Türkiye’nin iktidar değişimine hazırlandığını tespit ettik. Zaman zaman hibrit demokrasiyle, anti-demokratik bir siyasi iktidarla karşı karşıya kalıyoruz. Ancak önümüzde, demokratikleşeceğine inandığımız bir süreç var. Bu süreçte, demokratik bir Türkiye’nin dış politikası, adaleti ve eğitimi nasıl şekillenecek, toplumun dinamikleri bunu nasıl hayal ediyor, bunları konuşmak istedik. Ancak bu süreci "demokrasiye geçiş" olarak değil, "demokrasi yoluna dönüş" olarak tanımlamalıyız dedik. Belki iktidar değiştiğinde her şey sıfırdan başlamayacak ama bu sürecin adını doğru koyarak sağlıklı bir tartışma zemini oluşturmalıyız.
Bu süreci yaşayan pek çok ülke var: Yunanistan, İspanya, Portekiz… Biz de bu ülkelerin deneyimlerini masaya yatırarak, elde ettiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istedik. Türkiye’nin de demokrasiye geçiş sürecinde deneyimli bir ülke olduğunu unutmayalım. 1960 ve 1980 süreçlerini konuşarak geçmişten ders çıkarmak istedik. İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde gün boyu bu konulara odaklandık. Bu panelde de bu sürecin bir özetini paylaşacağız.
Bizleri burada güzel bir şekilde ağırladığınız ve bu konuyu sahiplendiğiniz için teşekkür ederim. Bornova Belediyesi’ne ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ayrıca teşekkür ediyorum. İzmir, 25 yıllık otoriter rejime karşı dimdik ayakta durdu. Bunun bedelini de ödedi ama asla vazgeçmedi. Bu dışarıdan bakıldığında basit gibi görünebilir, ancak inanılmaz şeyler başarıldı. Belki de önseçimin İzmir’den başlamasının asıl sebebi budur.
Hepinize katılımınız için teşekkür ediyorum. Şimdi konuşmalarını yapmak üzere değerli konuklarımızı davet ediyorum.
Temizel: Türkiye yeniden gerçek demokrasiyle yönetilecek
Bu tür etkinliklerde yapılan konuşmaları izlemekten onur duyuyorum. Türkiye'nin kullanılmayan potansiyelini harekete geçirmek ve üretkenliğini ortaya çıkarmak için önemli adımlar atılıyor. Bu potansiyel, eğitimden tarıma ve diğer birçok alana kadar uzanıyor. ÜPV, yıllardır bu hedef doğrultusunda çalışmalar yürütüyor ve otokrasiye karşı demokrasi mücadelesini ön plana çıkarıyor.
ÜPV Kurucu Başkanı ve eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel de otokrasiye karşı demokrasiyi güçlendirecek çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, “Türkiye yeniden gerçek demokrasiyle yönetilecek bir ülke haline gelecek. ÜPV'yi de bu sürece katkılarından dolayı kutluyorum” dedi.
Eşki: CHP iktidar, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak
Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. ÜVP Başkanımızla yapılan istişareler sonucunda, bu toplantı İstanbul dışında ilk kez İzmir'de gerçekleştiriliyor. Bugün burada yapılanlar çok değerli ve bu kavramların ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu ilerleyen süreçte daha iyi anlayacağız.
Bu salondaki herkes değişime aday. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak. Peki, bu değişimden sonra ne olacak? Ne olmayacağını hepimiz biliyoruz. Fakirlerden toplanan vergilerle zenginlerin daha da zengin olduğu bir düzen olmayacak. Hukuk sistemi bir sopa olarak kullanılmayacak. Çocuk gelinlerle karşılaşmayacağız. Kadınların ifade özgürlüğü ellerinden alınmayacak. Otel sahiplerinden turizm bakanı, hastane sahiplerinden sağlık bakanı yapılmayacak; hastalar müşteri gibi görülmeyecek. Açlığı, yoksulluğu ve yolsuzluğu bu ülkeye teslim etmeyeceğiz.
Bu büyük değişim yükünü yalnızca ÜVP'ye ve Ekrem İmamoğlu'na bırakmayacağız. Türkiye'de iktidar değiştiğinde unuttuğumuz ama ülkemize çok şey katacak olan Avrupa Birliği’ne yeniden dönmemiz gerekiyor. Üyesi olmasak da Avrupa Birliği kriterlerini Bornova'da uygulamaya çalışıyoruz. Kadınların özgürleşmesi için cinsiyet eşitliği eylem planını hayata geçirmeye, kentsel dönüşümü ve dijitalleşmeyi belediyemizde uygulamaya özen gösteriyoruz.
İktidara gelmek kolay olmayacak, hepimizin çok çalışması gerekiyor. 23 Mart bizler için kutsal bir gün. CHP örgütü ayağa kalkmadan Türkiye de ayağa kalkmayacaktır. Ekrem Başkan, genel merkezde yaptığı konuşmada örgüte şu mesajı verdi: "Ya sandığa gelip İmamoğlu'ndan yana olacaklar ya da Erdoğan'dan yana." Ben, örgütümüzün bu sürece sahip çıkacağına inanıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Seksen Yıldır Ulaşılamayan Bir Hedef: Türkiye'de Liberal Demokrasi başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Kişisel saldırılar yapmayın: Yorumlarınızda diğer kullanıcıları veya kişileri hakaret içeren ifadelerle suçlamayın veya aşağılamayın.
Irkçı, cinsiyetçi veya ayrımcı yorumlar yapmayın: Yorumlarınızda ırk, cinsiyet, etnik köken, din, cinsel yönelim veya herhangi bir ayrımcılık unsuru içeren ifadeler kullanmayın.
Yasa dışı faaliyetleri özendirmeyin: Yorumlarınızda yasa dışı faaliyetleri özendiren veya teşvik eden ifadeler kullanmayın.
Özel bilgileri paylaşmayın: Yorumlarınızda başkalarının özel bilgilerini paylaşmayın, bu bilgiler kullanıcıların adını, telefon numarasını, adresini, e-posta adresini veya diğer özel bilgileri içerebilir.
Spam ve reklam yapmayın: Yorumlarınızda spam veya reklam içeren ifadeler kullanmayın. Yorumlarınızın reklam içermemesine özen gösterin.