İzmir'in Urla ilçesinde yer alan Köstem Zeytinyağı Müzesi (KZM), zeytin ve zeytinyağı üretimiyle ilgili köklü bir geçmişi günümüze taşıyan, aynı zamanda eğitim odaklı vizyonuyla dikkat çeken önemli bir kültür kompleksidir. Kasım 2017'den beri hizmet veren müze, Türkiye'nin ikinci sanayi müzesi olma özelliğini taşımaktadır.

"Dünyanın En Büyük Zeytinyağı Müzesi" Olma Hedefi
Urla'nın Uzunkuyu Köyü'nde yapımı tamamlanmak üzere olan Köstem Zeytinyağı Müzesi, "Dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi" kompleksi olarak planlanmıştır. Köstem Kültür Eğitim ve Müzecilik Vakfı Başkanı Levent Köstem, amaçlarının çocuklara eğitim verebilmek, müzeyi bir eğitim kurumuna dönüştürmek ve zeytin, sanat, kültür, tarih ve el becerilerini geliştirmeye yönelik bir çalışma başlatmak olduğunu belirtiyor.
2002 yılında Ali Ertan İplikçi ile birlikte müzenin kurulması planlanmış ve yıllarca süren çabalarla malzemeler ve koleksiyonlar toplanmıştır. Müzenin ileriki yıllarda da yaşamını sürdürebilmesi için "Köstem Kültür, Eğitim ve Müzecilik Vakfı" kurulmuştur. Müzenin hedefi, ülkemizdeki tüm zeytinyağı ezme sistemlerini 1/1 ölçekte sergilemek ve yurt dışındaki müzelerde genellikle bahsedilmeyen Ege ve Urla Yarımadası zeytinciliğinin ve kültürünün zenginliğini göstermektir.
Zengin Koleksiyon ve Eğitim Odaklı Yaklaşım
20 bin metrekare toplam alan içinde 5 bin 650 metrekare kapalı alana sahip olan müze kompleksinde; Teknoloji Müzesi, Sabun, Hijyen ve Temizlik Müzesi, modern zeytinyağı fabrikası ve deposu, zeytin ve zeytinyağı bilgilendirme bölümleri, ahşap ve seramik atölyeleri bulunmaktadır. Müzenin ön bahçesinde, bölgede yetiştirilebilen tüm ağaç türleri dikilerek 500'den fazla ağaçla bir arboretum oluşturulmuştur. Arka bahçede ise özellikle Ege Bölgesi zeytin türleri ve Anadolu zeytinciliği türlerini içeren bir zeytin ağacı koleksiyonu oluşturulmuştur.
Müze, eğitim fonksiyonunun ve öğrenme fonksiyonunun ön plana çıkmasını sağlayacak bir sistematikle kurulmaya çalışılmıştır. Müzenin bir enstitü gibi çalışması planlanırken, çevresine, içinde bulunduğu yerel halka ve köylere fayda sağlama düşüncesi de planlama döneminde ortaya konmuştur.
"Müzenin Köyleri": Kırsal Yaşamla Bütünleşme
Müze çevresinde Urla’nın yedi, Çeşme’nin bir köyü ile birlikte toplam sekiz köy bulunmaktadır ve bunlara “Müzenin Köyleri” adı verilmektedir. Bu köyler, yeni yasalara göre mahalle statüsüne dönüştürülse de, yaşayanlar ve müze için hala "köy" niteliğindedir.
- Barbaros Köyü: İzmir’e 55 km, Urla’ya 22 km uzaklıkta, eski köy yaşantısını hala koruyan nadir yerleşim yerlerindendir. Köyün ilk yerleşim yerinin şimdiki köye kuzeyden 2 km uzaklıktaki Başköy Mevkii olduğu ve salgın bir hastalık nedeniyle köyün şimdiki konumuna taşındığı anlatılmaktadır. Osmanlı arşivlerinde adı "Sıradam" olarak geçen köyün, 1912'de "Barbaros" olarak değiştirildiği belirtilmiştir. 1940'lı yıllarda Köy Enstitüleri'ne öğrenci göndermiş, geçmişte tütün ve bağcılıkla geçinirken günümüzde üretim azalmıştır. Köy nüfusunun çoğunluğu emeklilerden oluşur, ancak 2015'ten bu yana doğa severler ve aydın kişiler köye yerleşmektedir. Köyde Batuhan Bozkurt’un kurduğu "Emek Kültür ve Sanat Evi", Zübeyir Zühtü Erzen Kütüphanesi ve Çanakkale Şehitlik Abidesi bulunmaktadır. Türkiye'nin ikinci çocuk köyü "Koruncuk Vakfı" tarafından burada kurulmuştur. Köyde 2016'dan bu yana "Oyuk - Korkuluk – Festivali" düzenlenmektedir.
- Birgi Köyü: Nüfus yoğunluğu bakımından Urla’nın en küçük köylerinden biridir ve Uzunkuyu ile Barbaros köyleri arasında kalmaktadır. Köyde otel, pansiyon ve bakkal bulunmamaktadır, ancak zaman zaman köy meydanında köylülerin kendi doğal ürünlerini sergileyip sattığı tezgahlar kurulmaktadır. Köyün hemen kuzeyinde Barbaros köyü ile ortak kullanım alanı olan göletler ve çevresinde restoranlar bulunmaktadır.
- Germiyan Köyü: Bölgenin en eski Türkmen topluluklarından birine ev sahipliği yapar. Ekolojik özellikleriyle dalında olgunlaşan zeytin (hurma) ve susuz tarımla elde edilen bamya, kavun gibi ürünleriyle öne çıkar. Mayıs 2016’da “Türkiye’nin İlk Slow Food Köyü” unvanını almıştır.
- Kadıovacık Köyü: Barbaros köyünden Ildırı’ya giden yol üzerinde yamaca konumlanmış, bölgenin eski Türk köylerindendir. Köy halkının önemli bir kısmı geçimini tarımdan sağlamaktadır. Köy, Karbon Ayak İzi dünyada en düşük 2. Köy olarak kayıtlıdır.
- Nohutalan Köyü: İzmir Çeşme yolunun üzerinde, ormanlarla kaplı eski bir Rum köyüdür. Köyde eski evler ve yıkılmış bir kilise kalıntısı bulunmaktadır. Balkanlardan göç almış olup, Boşnak kökenli nüfusa sahiptir ve üç saf Boşnak köyünden biridir. Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yaygındır. "Nohutalan Lalesi" olarak bilinen özel bir lale türü doğal olarak yetişir. "Susuz Kavun"u coğrafi işaretlidir ve her eylül ayı başlarında Kavun Festivali düzenlenmektedir.
- Uzunkuyu Köyü: Urla’ya 20 km uzaklıkta, eski Çeşme yolu üzerinde gelişmiştir. Köyün meydanı gibi algılanan alanda 600 yıllık eski bir çınar ağacı, kahvehane, bakkallar, cami ve muhtarlık binası bulunmaktadır. Köstem Zeytinyağı Müzesi bu köyün sınırları içerisindedir.
- Zeytineli Köyü: Urla’ya en uzak köydür ve küçük bir nüfusa sahiptir. Köyün girişinde ve güneyinde çok sayıda kuyu bulunur, bu kuyuların hayır için açılması gelenekseldir. Köyde 1875 yılında kurulmuş ve tescillenen "Zeytinyağı İşliği" mevcuttur.
- Zeytinler Köyü: Urla’ya 18 km uzaklıkta, İzmir Çeşme otobanının Zeytinler çıkışının hemen batısındadır. Kurtuluş Savaşı sonrası yakıldığı için "Yanık Köy" olarak da bilinir. Köyde “Dokuz Kuyular” isimli bir gölet ve eski bir taş köprü bulunmaktadır.
İzmir Köstem Zeytinyağı Müzesi Hangi Günler Açık
Müze, Salı - Cuma günleri 10.00 - 18.00, Cumartesi - Pazar günleri ise 10.00 - 19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Pazartesi günleri kapalıdır. MüzeKart geçerlidir.