İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Nitelikli Tarım Çalıştayı", bugün İzmir’de gerçekleştirilen açılışla başladı. Tarım sektörüne dair önemli gelişmelerin ele alındığı etkinlik, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ve birçok ziraat mühendisi ile siyasetçinin katılımıyla dikkat çekti. Tarım sektörünün geleceği için büyük bir fırsat sunan bu çalıştay, katılımcılara tarımın gelişimine dair yeni stratejiler ve çözümler sunmayı amaçlıyor.

“Su Problemi Olan Bir Bölgeye Neden Turizm Yatırımı Yapıyoruz?”
Çalıştaya katkı sağlayan önemli isimlerden biri ise, CHP eski dönem milletvekili ve şu anda Ege Üniversitesi'nde eğitim veren Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’dı. Tarım ve çiftçilikle ilgili derinlemesine bilgi ve araştırmalarını katılımcılarla paylaşan Sındır, sektördeki mevcut sorunlara dikkat çekerek çözüm önerileri sundu. Sındır, tarımın gelişmesi için sürdürülebilirlik, verimlilik artışı ve çevre dostu üretim yöntemlerinin önemini vurguladı.

Çeşme’de Nitelikli Tarımsal Üretimin Önemi ve Sonuçları Çalıştayı’nda, önemli bilgiler veren Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, dikkat çeken analizler yaptı.
“Bugün bir bilim insanı olarak bazı konulara dikkat çekmek istiyorum.Üniversiteler de azaltılmış anıza ekibi, azaltılmış toprak işlemeli ekibi veya direkt ekibi, doğrudan ekibi gibi teknoloji konusunda araştırmalar ve yayınlar sürekli üretilmektedir. Üniversite bu konuda bilgi üretiyor. Ama bu bilgiyi kullanamıyoruz maalesef. Buralarda duruyorlar. Bütün bölümlerimizin araştırma raporlarında duruyor. Bunları değerlendirmek lazım.” Dedi.
Konuşmasına bazı araştırmalardan bilgiler vererek yağış rejiminin tarımdaki etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Sındır,
“ Suyun çok önemli olduğunu söylüyoruz. Türkiye topraklarının üçte ikisi yağış rejimine dayalı üretim yapılan topraklar. Orman içerisindeki yeşilliklere bakın. Ne güzel her yer yeşil. Suluyor muyuz oraları? Hayır. Doğal Ortamında zaten oralar yeşil. Yani o suyu zaten topraktan, havadan, derinden alıyor. Bu kadar değerli bir varlığımız var, su. Ancak bugün çalıştayın düzenlendiği turizm ilçemiz olan Çeşme’nin hemen yanına yüz bin kişinin gelip yerleşeceği bir turizm alanıyla ilgili bir proje üretiliyor. Bunun su kaynağı ne olacak? Deniz suyunu işte arıtacağız deniyor. Bu kadar büyük su ihtiyacı olan ve su kıtlığında sorun olan bir bölgede 100.00 kişiyi daha sürekli turizm alanına dönüştürecek bir proje üzerinde neden ısrarla duruyoruz? Bunu sorgulamak gerektiğini düşünüyorum. Şehrin önemli bir kazanımı olabilecek Çamlı Barajı’nın baraj olarak yapılması istenmiyor. Orada bir altın madeni var. O baraj yapılırsa Çeşme’nin su ihtiyacı önemli bir ölçüde karşılayacak bir su kaynağı olacak. Hani biz su tutalım işte su baraj, Çamlıca barajı, projesiz, yapılabilir bir proje. Dolayısıyla biraz böyle daha geniş çapta bakmakta da yarar var. Üniversitemizde kamusal anlayışla bakışla yapılmış çalışmaları lütfen daha özenle inceleyelim. Bizler bunları 30 yıl önce düşünseydik belki de bunları şuan konuşmuyor olabilirdik” diyerek cümlelerini tamamladı.