İzmir'in batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın en ucunda kurulu olan Çeşme, Ege'nin en popüler tatil destinasyonlarından biridir. Şehir merkezine 94 km uzaklıktaki bu güzide ilçenin adının nereden geldiği, binlerce yıllık tarihi boyunca nasıl şekillendiği ise merak konusu.
Adının Sırrı: Bollu Kaynak Suları ve Çeşmeler
Çeşme'nin adının kökeniyle ilgili en yaygın açıklama, bölgenin bol su kaynaklarına ve bu kaynakların etrafına inşa edilen çeşmelere dayanıyor. Gemiciler tarafından başlangıçta "küçük liman" olarak adlandırılan yöre, zamanla çoğalan ve buz gibi suların aktığı çeşmelerinden dolayı "Çeşme" adını almıştır. Bir zamanlar yüze yakın olduğu söylenen bu çeşmelerin her birinin kendine özgü bir özelliği ve mimarisi bulunmaktadır.
Antik Dönemden Türk Egemenliğine
Çeşme, tarihi boyunca Lidya, Pers, Pergamon (Bergama) Krallığı, Roma ve Bizans gibi birçok medeniyetin egemenliğini yaşamıştır. Çeşme Limanı, Sakız Adası'ndan Anadolu kıyılarına en yakın ve güvenilir nokta olması nedeniyle yüzyıllar boyunca ticari alışverişi canlı tutmuştur. 3. yüzyılın son yarısı ile 14. yüzyılın başlarında Batı Anadolu'nun ticari hayatına Cenevizliler'in etkisi görülmüş, aynı dönemde yöre kısa bir süre Çaka Bey'in yönetimine girmiştir.
Türk egemenliğine geçişi 14. yüzyıl sonlarına dayanır. İlk kez Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, ancak Ankara Savaşı'ndan (1402) sonra Timur tarafından yeniden Aydınoğulları'na verilmiştir. 17. yüzyıl sonlarından itibaren İzmir Limanı'nın ticari üstünlüğü ele geçirmesiyle Çeşme Limanı önemini yitirmiştir.
Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi
Osmanlı Devleti döneminde 1864 yılında köklü değişiklikler yapılmış ve Çeşme, Aydın ilinin İzmir sancağına bağlı bir kaza olarak Kaymakamlık olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nda 16 Eylül 1922'de Yunan işgalinden kurtarılan Çeşme'de, Rum nüfus Yunanistan'a göç etmiş ve 1923 Lozan Antlaşması ile nüfus mübadelesi yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde hızlı bir gelişim gösteren Çeşme, günümüzde de Yunanistan adalarına gemi seferlerinin yapıldığı bir gümrük noktasıdır.
Çeşme'nin Tarihi ve Arkeolojik Zenginlikleri
Çeşme'de son yıllarda yapılan arkeolojik çalışmalar, bölgede Neolitik Çağdan itibaren (yaklaşık sekiz bin yıldır) yerleşim olduğunu göstermiştir. Sakarya Mahallesi Bozalan Mevkii'nde Neolitik; Germiyan Yalısı'nda Kalkolitik ve Miken Dönemi; Boyalık Mevkii'nde Tunç Dönemi; Bağlararası Mevkii'nde Tunç Dönemi ve Eski Çeşme Köyü'nde Beylikler ve Osmanlı Dönemi'ne ait buluntulara rastlanmıştır.
Çeşme'nin en çok ziyaret edilen tarihi eserlerinden biri, II. Beyazıt'ın yaptırdığı Çeşme Kalesi'dir (1508). Günümüzde müze olarak kullanılan kale içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi yer almaktadır. Ayrıca 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan iki katlı Kervansaray da önemli bir Osmanlı eseridir ve günümüzde otel olarak hizmet vermektedir.