İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İSKİ’ye yönelik yürütülen “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturması çerçevesinde hazırlanan iddianame, dikkat çeken bulgulara yer veriyor. İddianamede, İBB'nin yurt dışından sağladığı finansmanın büyük bölümünün, tahsis edildiği projeler için kullanılmadığı ve bazı akışların tekrardan yurt dışına aktarıldığı öne sürülüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bu kapsamlı soruşturma, İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan olağan altyapı projeleri ile raylı sistem geliştirmelerinin finansal süreçlerinde meydana gelen usulsüzlükleri, borç ilişkilerini ve kamuyu zarara uğratan adımları inceliyor. Özellikle 2019’dan itibaren başlatılan bu araştırma, şehirdeki kamu kaynaklarının nasıl yönetildiğine dair yeni bir bakış açısı sunuyor.
Yurt Dışı Finansmanın Amaç Dışı Kullanımı
İddianamede yer alan bilgilere göre, İBB ve İSKİ, çeşitli yabancı finansal kuruluşlardan toplam 14 yurt dışı borçlanması gerçekleştirmiş. Bu borçlamaların 10 tanesi raylı sistem projeleri, 4 tanesi ise diğer altyapı projeleri için tahsis edilmiş. Araştırma neticesinde, 19 farklı finansal kuruluştan elde edilen toplam 69 milyar 516 milyon liralık finansmanın önemli bir kısmının, yalnızca projelerin finansmanı amacıyla kullanılmadığı ifade ediliyor. Hatta bazı fonların tekrar yurtdışındaki finans kuruluşlarına geri gönderilerek temin edilen borçların kapatıldığı ve böylelikle kamu kaynaklarının kayba uğratıldığı iddiaları öne sürülüyor. İddianamede vurgulanan hususlar, sadece finansal akışların yanı sıra bu sürecin nasıl işlediğine dair de detaylı bilgiler sunuyor.
Eleştiri ve Tartışmalar Düzenine Yol Açan Harcamalar
İddianamede, örnek olarak Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı projesi için İBB ile Deutsche Bank arasında 110 milyon avro değerinde bir sözleşme yapıldığı bilgisi yer almakta. İddianamede, bu tutarın yanı sıra Kentsel Katı Atık Yakımı Projesi için de yaklaşık 30 milyon avro tahsis edildiği belirtiliyor. Ancak bu fonların büyük bir kısmının, projenin finansmanını sağlamak bir yana, farklı yurt dışı bankaların hesaplarına aktarılmış olması ciddi bir eleştirinin odağı haline gelmiştir. İddianamede, toplam da 51 milyon 900 bin avro ve 6 bin 200 doların çeşitli uluslararası finansal kuruluşlara yönlendirildiği belirtilmiş, anlamlı bir kısmının kamu onayı olmaksızın akıtıldığı vurgulanmıştır. Bu durum, kamuoyunda İBB'nin yönetim şekline dair kaygıları artırarak, İstanbul’da altyapı projelerine duyulan güveni zedelemiştir.
Finansmanın Kullanımı ve Kamu Zararları
İddianamede dikkat çeken diğer bir detay, İBB ve İSKİ tarafından bu finansmanın kullanımına yönelik iddiaların yanı sıra, yapılan harcamaların çok yüksek tutarlarda gerçekleşmiş olmasıdır. İddianameye göre, yurt dışı finansmanların yaklaşık yüzde 10-15’i doğrudan proje yüklenicilerine ödenirken, geri kalan büyük kısmı ise kamu kaynaklarından alınan paraların zorunlu ödemelerde kullanılması, dolaylı yoldan İmamoğlu'nun kurduğu iddia edilen eylem çetelerine transfer edilmesi üzerinden harcandığı kaydediliyor. Soruşturma sırasında yapılan araştırmalar, bu tür dolaylı aktarımın kamu zararını artırarak, İstanbul halkının menfaatlerini tehlikeye attığını göstermektedir. İlgili hesaplamalar, bu tür mali aktarımın yapılan anlaşmalar ve taahhüt edilen projelere hiçbir fayda sağlamamakta olduğunu ve dolayısıyla ciddi bir kamu zararına yol açtığını kanıtlamaktadır. Bu durum, İBB’nin alt yapı projelerine yönelik güveni sarsmakta ve İstanbul’un gelişiminde derin sorunlara yol açabilecek bir tablo çizmektedir.
