İzmir Haberleri Siyaset Erdoğan’ın İzmir Çıkışı: ‘Yeniden Tarih Yazmaya Var mıyız?’

Erdoğan’ın İzmir Çıkışı: ‘Yeniden Tarih Yazmaya Var mıyız?’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İzmir Kongresi’nde İzmir’in mevcut durumunu eleştirip 2028 hedeflerini duyurdu. “Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz” dedi. Detaylar haberimizde!

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Haberleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İzmir 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, parti politikalarından ülke gündemine, İzmir’in geleceğinden Türkiye’nin hedeflerine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Kongrede, AK Parti’nin 23 yıllık tarihine vurgu yapan Erdoğan, İzmir’in partinin mücadelesindeki yerine dikkat çekti ve geleceğe dair iddialı hedefler ortaya koydu.

Hamza Dağ’dan Tarihe Yolculuk: “Yeniden Tarih Yazmaya Var mıyız?”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, kongrede yaptığı konuşmada, partinin 2001 yılındaki kuruluşundan bu yana yaşanan zorlu süreçleri anlattı. Dağ, İzmir’in AK Parti’nin her döneminde yanında olduğunu belirterek, “2002’de, 2007’de, 2011’de, 2013’te, 2016’da ve bugün hep yanımızda İzmir vardı. Önümüzdeki yıllarda da Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken yanımızda olacak mısınız?” diye sordu. Dağ, 2028 hedeflerine de değinerek, “Yeniden tarih yazmaya var mıyız?” sorusunu yöneltti ve partinin başarılarının devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan’dan İzmir’e Övgü ve Eleştiri: “İzmir En Berbat Dönemini Yaşıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İzmir’in tarihi ve kültürel mirasına vurgu yaparken, kentin mevcut durumuna ilişkin de sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, “İzmir, medeniyetler beşiği, istikbalimizin timsali bir şehirdir. Ancak bugün yerel yönetimlerin İzmir’e sahip çıkma çabasında olmadığını görüyoruz. İzmir’in mahalleleri, sokakları, denizi perişan halde. Yağmur yağdığında şehir su altında kalıyor. Alt yapı yok, üst yapı yok. İzmir en berbat dönemini yaşıyor” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, İzmir’in tarih boyunca Çaka Bey, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Adnan Menderes gibi liderler tarafından sahiplenildiğini hatırlatarak, “Biz de aynı samimiyetle İzmir’e sahip çıktık. Ancak bugünkü yerel yönetimler vatandaşa hizmet etmek yerine başka işlerle meşgul” dedi.

Türkiye Yüzyılı’na Doğru: “Dünya 5’ten Büyüktür”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin küresel arenadaki rolüne de değindi. “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası alanda giderek artan etkisinin altını çizdi. Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. İzmir’den başlayarak tüm ülkeye yayılacak bir kalkınma hamlesi başlatacağız” dedi.

İzmir’in Şehitleri Rahmetle Anıldı

Kongrede, İzmir’in tarihinde önemli bir yere sahip olan şehitler de unutulmadı. Erdoğan, İzmir’in ilk fetih günlerinden İstiklal Harbi’ne, terörle mücadeleden günümüze kadar verdiği şehitleri rahmetle andı. “Milletimizin istiklali, Türkiye’nin istikbaliyle eş değerdir” diyen Erdoğan, İzmir’in bu mücadeledeki yerine vurgu yaptı.

2028 Hedeflerine Doğru: “Yeniden Tarih Yazacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetimi, kongrede 2028 hedeflerine dair net mesajlar verdi. Erdoğan, “23 yıldır nasıl başardıysak, önümüzdeki yıllarda da başarmaya devam edeceğiz. İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’ye yayılacak bir kalkınma hamlesi başlatacağız. Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz” dedi.

İşte Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tam konuşma metni ve satırbaşları..

Eski İzmir türkülerine bakarsanız, çoğunun kahramanlık üzerine, efelerin cesareti, askerlerimizin fedakârlığı üzerine yazıldığını görürsünüz. "Asker ettiler beni. Kıdemli Çavuş. Gurbet çöllerinde oldum bir baykuş. Anadan, babadan, yarlardan bir haber yokmuş. Uçun kuşlar, uçun, İzmir'e doğru."

Anadan, babadan, yardan geçerek vatan hizmetine koşan İzmirlilerin hasretlerini kuşlara fısıldadığı bu türkülerin her birinin gerisinde ayrı bir kahramanlık hikâyesi vardır. İşte bunun için, Birinci Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde, tüm Türkiye yasa bürünmüştür. Bu işgal üzerine İstanbul'da, Sultanahmet Mitinginde Halide Edip Adıvar'ın ettiği yeminindeki ahdimiz, bugün de kalbimizde aynı heyecanla yaşıyor. Ne diyordu bu ahitte? "Türkiye istiklale kavuşana kadar korkmayacağız. Hiçbir meşakkatten kaçmayacağız. Bayrağımıza, ecdadımızın emanetine ihanet etmeyeceğiz."

Görüldüğü gibi milletimiz, İzmir'in istiklalini, Türkiye'nin istiklaliyle müsavi tutmuştur. Türk tarihinde, daima yekvücut olmanın, istiklale ve ecdadın mirasına sahip çıkmanın timsali olduğu için o kara günlerde milletimiz, İzmir'e böylesine sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Biz de İzmir'e "Çakabey" nasıl sahip çıktıysa, "Gazi" nasıl sahip çıktıysa, "Menderes" nasıl sahip çıktıysa öyle samimiyetle sahip çıktık.

YEREL YÖNETİM İZMİR'E SAHİP ÇIKMA AZMİNDE DEĞİL

Tabii İzmir'e sahip çıkmak, bu şehre aşkla hizmet etmek de olur. Bugün yerel yönetimlerin ve şehrin temsilcilerinin çoğunun İzmir'e sahip çıkma azminde ve cehdinde olmadığını üzülerek görüyoruz. Allah rahmet etsin. Mehmet Akif bir zamanlar İstanbul için şöyle demişti, "Bizim mahallede İstanbul'un kenarı demek, sokaklarından geçilmez ki yüzme bilmeyerek." Akif'in 110 yıl önce İstanbul için yaptığı tespitin örneklerini 2025'in İzmir'inde hemen her alanda görmek mümkündür.

İZMİR PERİŞAN VAZİYETTE

İzmir'in hemen tüm mahalleleri, caddeleri, sokakları, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanılır kılmak olanlar maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'in su basıyor, umurlarında değil. Rüzgâr kımıldasa, İzmir yaşanmaz hale geliyor. Havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Altyapı deseniz zaten hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Hülasaten bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor.

Sadece şu son on yılda yaşananlar bile şehrin CHP'li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalına sokulduğunu göstermeye yeterlidir. Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. İzmir Körfezi'nin kötü kokudan yanına yaklaşılamadığı halde kıllarını kıpırdatmazlar. Körfezin temizlenmesinin asli sorumlusu, millete olan saygısından dolayı bu meseleye çözüm arayan bakanlığın toplantısına katılma lütfunda dahi bulunmazlar.

Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. İlçelerine hizmet etmeleri için seçilen başkanlar İstanbul'da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Kentsel dönüşüm projelerindeki dolandırıcılıkların arkasında kendi partililerinin sureti belirir. Eski ve yeni başkanların şehre zerre kadar faydası olmayan kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole alıp başköşeye oturturlar, sonra özür dilerler.

Karşımızda neresinden tutsanız elinizde kalan bir İzmir fotoğrafı var. CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki İzmir'in temsilindeki sorunları ikrar etmek mecburiyetinde kaldı. Kendi görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, ilericilik örtüsüyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması da ayrı bir hastalık. İzmir her alanda sürekli geriliyor. Ama bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenlerini devam ettirmek için canla başla uğraşıyorlar.

Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur. Tabii bunun için önce İzmir'deki vatandaşlarımızı siyasi tercihlerini ideolojik saiklerle değil, eser ve hizmet merkezli olarak yapmaya ikna etmemiz gerekiyor. Yıllar sonra bizzat işin sahiplerinin Atatürkçülüğü ve Kemalizmi Menderes'e karşı mücadele edebilmek için 'Biz icat ettik' dediği bir fanatizm, Menderes'in tüm kalbini adadığı şehir olan İzmir'i esir alamaz.

"MUSTAFA KEMAL'İN İTLERİ" DİYENLERLE İŞBİRLİĞİ YAPTILAR

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, "Benim en büyük eserim Cumhuriyettir" derken, bunların Cumhuriyetin gelişmesine, kalkınmasına zerre kadar katkıları olmadı. Tam tersine, kendilerine affınıza sığınarak söylüyorum, kendilerine "Mustafa Kemal'in itleri" diyenlerle birlikte belediyelerde soygun düzeni kurmayı "Kent Uzlaşısı" adı altında meşrulaştırma çabasına girdiler. Kimi zaman seçim kazanmak, kimi zaman ceplerini doldurmak için yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar. Bir de utanmadan, arlanmadan, haya etmeden çıkıp bizim terörsüz Türkiye çabamızla kendi suç ortaklıklarını bir tutmaya kalkıyorlar. Muhalefeti alternatif vizyon ve program üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türkiye ve Türk milletinin düşmanı kim varsa onların değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi. Eski Genel Başkanları bu şehrin milletvekili oldu. Yeni Genel Başkanları güya kendisini İzmirli olarak görüyor.

YEDİLER, İÇTİLER, DAĞILDILAR

Peki, buradan size ve tüm İzmirlilere soruyorum: Topunun birden İzmir'e tırnak ucu kadar bir faydası, hizmeti dokundu mu? Var mı bu Genel Başkanlar şehrimize şunları şunları kazandırdı diye üç beş başlık sayabilecek birisi? Yok. Çünkü yapılan hiçbir şey yok. Belki geride hiçbir eser, hiçbir hizmet bırakmadılar. Ama her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyete en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizmi kimseye bırakmayan işte bu mirası yediye tayfa vermektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *