Kılıçdaroğlu’na Dil Uzatmak Kimsenin Haddine Değil!

CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen 38. Olağan Kurultayı’nın iptaline ilişkin dün medyada önemli bir haber yer aldı. Mahkeme tarihi 30 Haziran’a ertelendi ve kurultayın mutlak butlan sayılma ihtimalinin mahkeme dosyasına girdiğini gördük.
Bu olayın ardından ne yazık ki hoş görüntülerle karşılaşmadık. Nevşin Mengü’nün, partimizin 13 yıl boyunca genel başkanlığını yapmış Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde, “Savcı Kılıçdaroğlu’na mesaj göndererek ‘Gelir ifadesinde yolsuzluk yoktur, ben böyle bir şey görmedim, şahit olmadım’ derse dosyayı kapatırız demiş. Ancak Kemal Bey yine de ifadeye gitmemiş” şeklindeki sözlerini alıntılayan, kendini Siyaset Bilimci olarak tanıtan fakat bilimden yoksun bir yorum yapan Emrah Gülsunar, partimizin tarihinin en önemli liderlerinden birine ağza alınmayacak ifadelerde bulundu. Bu haddi kendinde nasıl buldu? Orasını anlayamadım doğrusu!

Bu olayın ardından iyice düşünme ve düşüncelerimi yazıya dökmeye karar verdim. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmaya gönlüm razı gelemezdi! Düşüncelerimi de aşağıdaki 3 maddeyle özetlemek istiyorum.
- Öncelikle Kemal Bey, kurultay davasında hiçbir zaman ifade vermeye ve olayın bir tarafı olmaya çalışmadı. Bunu niye yapsın ayrıca? Cumhuriyet Halk Partisi’nin hali hazırdaki Genel Başkanı’nın aleyhinde ifade vermeye gitmek ki ifadeye gitse bile böyle bir şey yapmazdı, bu partiyi bölmeye çalışmak olarak anlaşılmaz mıydı?
- İkinci aktarmak istediğim detay şu: Siyaset Bilimci olarak gazetelere demeç veren biri, böyle bir yorumu nasıl yapabilir? Sizi sokaktaki insandan ayırt eden kimliğinizi bir tarafa bırakırsanız; geçmişteki akademik kariyerinizin, akademik müktesebatınızın kamuoyu nezdinde nasıl bir anlamı kalabilir ki?
- Son olarak söylemek istediğim şey ise Kemal Bey’i yakından tanıyan biri olarak Nevşin Hanım’ın söylediği şeyin külliyen yalan olduğunu siz değerli okuyucularıma aktarmaktır. Savcının böyle bir talebi olmadı, Kemal Bey’e böyle bir talep gelmedi, Kemal Bey CHP’ye ve mevcut genel başkanına karşı bir taraf olup partiyi bölmeye çalışan bir tutum sergilemek istemedi. Nevşin Mengü’ye bu bilgiyi kim aktardıysa yalan söyledi, o da gazetecilik yönünü takdir ettiğimiz araştırma kısmını es geçti ve böyle bir duruma düştü.

Yani işin özü şu ki değerli okuyucular; CHP içinde bir çatlak oluşturulmaya çalışıldı. Bu çatlağı tamir etmeye çalışan da hep sayın Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kimsenin kuyusunu kazmadı, hakkında sıkça iddia edilen koltuk sevdasının peşine düşmedi, iktidara karşı kendi mücadelesini kendi imkanlarıyla sürdürmeye devam etti.
Oturduğu yerden Kılıçdaroğlu’na dil uzatma nezaketsizliğini gösterenler tarihin tozlu raflarında esameleri bile okunmadan yok olup gidecekken; o hayatı boyunca verdiği onurlu mücadeleyle her zaman hafızalarımızda yer edinecek!