6 Şubat'ta Yıkılmıştık, Unutmayalım!

İki yıl önce, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, Türkiye’yi derinden sarsmıştı. Sadece binalar değil, hayatlar, umutlar, gelecekler de enkaz altında kaldı. 11 ilde yaşanan bu büyük felaket, 53 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarca insanın evsiz kalmasına neden oldu. Günlerce, haftalarca televizyon ekranlarından enkaz görüntülerini izledik. Yardım konvoylarının yollara düştüğünü, insanların soğukta, karanlıkta, umutsuzluk içinde nasıl mücadele ettiğini gördük. Herkes elinden geleni yaptı, ancak zamanla acılar unutulmaya, bölge yalnızlığa terk edilmeye başlandı. Oysa bu felaket, sadece bir doğal afet değil, aynı zamanda bir insanlık sınavıydı. Ve bu sınavda, maalesef, uzun vadeli çözümler üretmekte yetersiz kaldık.

İzmir, bu süreçte afet bölgesine önemli destekler sağladı. Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler, bölgeye gıda, su, battaniye, barınma malzemeleri ulaştırdı. Ancak bu yardımlar zamanla azaldı. Depremzedeler, bir kez daha kaderlerine terk edildi. Oysa afet yönetimi, sadece ilk günlerde yapılan yardımlarla sınırlı kalmamalı. Yeniden yapılanma süreci, uzun soluklu bir planlama, istikrarlı bir destek ve toplumsal bir dayanışma gerektirir. Deprem bölgesinde hâlâ binlerce insan, geçici barınaklarda yaşam mücadelesi veriyor. Hâlâ binlerce çocuk, okulsuz, geleceksiz bırakılmış durumda. Hâlâ binlerce aile, kaybettiklerinin acısını yüreğinde taşıyor.
Deprem, Türkiye’nin acı bir gerçeği. Coğrafi konumumuz, bizi deprem kuşağında yaşamaya mahkûm ediyor. Ancak bu gerçeği kabullenmek yetmez, onunla yaşamayı öğrenmek zorundayız. Son günlerde Ege Denizi’nde sık sık deprem oluyor. Uzmanlar, büyük bir depremin kapıda olduğu uyarısını yapıyor. Peki, biz hazır mıyız? Maalesef, cevap yine hayır. Binalarımızın çoğu hâlâ güçsüz, deprem çantalarımız hâlâ hazır değil, yerel yönetimlerin lojistik depoları yetersiz. Deprem bilinci, yıldönümlerinde anmakla değil, her gün hazırlıklı olmakla sağlanır.
Bugün kaybettiklerimizi anarken, geleceğe de bakmalıyız. Çünkü deprem değil, ihmal öldürür.