İzmir'de İşçiler Sosyal Hak Talepleri ile Üçüncü Gün Eylemde kaldı

İzmir'de DİSK işçileri, sosyal haklarının ödenmemesi nedeniyle eylemde. Belediye iletişime geçmedi, grev riski artıyor. Ödemeler için Cuma'ya kadar bekleyecekler.

DİSK Genel İş İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinde çalışan işçilerin sosyo-ekonomik durumunun ciddiyetiyle dikkat çeken yeni bir eyleme imza attı. Çalışanlar, İZELMAN, İZFAŞ ve İZENERJİ gibi şirketlerde görev yapan işçilerin üç aydır sosyal haklarını almadığını belirterek, 11 Kasım Salı günü başlayan ve belirli bir ödeme takvimi sağlanmadığı takdirde Cuma gününe kadar devam edeceği bildirilen bir protesto düzenlediler. Eylem, Kültürpark 9 Eylül Kapısı önünde gerçekleşirken, işçilerin talepleri ise oldukça net: Hakkaniyetli bir ödeme planı talep ediyorlar. Bu durum, İzmir’de işçi hareketlerinin nasıl evrildiğini ve sosyal haklar konusundaki mücadelenin ne denli önemli hale geldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

İşçilerin Talepleri ve Beklentileri

DİSK Genel İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, eylemle ilgili yaptığı konuşmasında, belediye bürokrasisinin sessizliğinden yakındı. Gül, "İlk günden beri bizimle muhatap olacak birileri olmasını bekliyoruz. Ancak şu ana kadar hiçbir yetkili ile iletişime geçilmedi" diyerek, işçilerin taleplerinin karşılıksız kalmasının kendilerinde yarattığı hayal kırıklığını dile getirdi. Eylem sürecinde çok sayıda işçi, August ayına ait mesailerinin ve diğer sosyal haklarının ödenmesini talep etti. Ercan Gül, "Bazı iş kollarında mesai ödemeleri yapılırken, diğerleri hala bekletiliyor. Bu durumu kabul edilemez buluyoruz" dedi. Özellikle sosyo-ekonomik şartların giderek kötüleştiği bir ortamda, çalışanların geçim standartlarını karşılamakta zorlandığına dikkat çeken Gül, belediyenin bu konuda daha iyi bir iletişim ve çözüm yolu sunması gerektiğini vurguladı.

İşçilerin Geçim Vahim Durumu

Eylemi destekleyen işçiler, toplu bir şekilde yürütülen bu eylemin arkasındaki ana sebebin yalnızca maaş değil, aynı zamanda sosyal yardımlar ve diğer haklar olduğunun altını çiziyor. Ercan Gül, "Sadece maaşın ödenmesi ile her şeyin tamamlandığı düşünülemez. Bu ülkede geçim sağlamak için alınan maaşlar yetersiz. Alacaklarımızın kalmadığını söylemek, gerçeği yansıtmıyor. Biz, zorunlu çalışma saatlerimizin ve öğrenim yardımlarımızın ödenmesini bekliyoruz" diyerek, işçilerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntının ciddiyetine işaret etti. Eylem esnasında işçiler, yaşadıkları zorlukları ve taleplerini dile getirerek, sosyal haklarını savunmaya kararlı bir şekilde yürüyüşlerine devam edeceklerini belirtti. Bu durum, çalışanların içerisinde bulunduğu zor koşullara dikkat çekerken, aynı zamanda bu konuda önemli bir farkındalık oluşturma çabası gösterdiklerini de ortaya koyuyor.

Eylem ve Olası Grev Senaryoları

Eylemin etkisinin sadece kısa vadede kalmayacağı, uzun vadede de ciddi sonuçlar doğurabileceği öngörülüyor. Ercan Gül, "Eğer taleplerimize karşılık verilmezse, yeni eylemlilik süreçlerinin başlayacağını düşünmekteyiz. İşçilerimizin talepleri karşılanmadıkça, sokaklarda olmaya devam edeceğiz" şeklinde bir açıklamada bulundu. İşçiler, sadece sosyo-ekonomik hakları için değil, aynı zamanda çalışma koşullarının iyileştirilmesi adına da mücadele vermekte kararlılar. Belediyenin bu konudaki tutumuna bağlı olarak, işçilerin grev süreci başlatması ihtimali giderek daha muhtemel bir hal alıyor. "Bu durumu büyütmemek için çaba sarf ediyoruz, ancak çalışanlarımızın hakkını alması gerektiğini biliyoruz" diyen Ercan Gül, müzakere edilmediği takdirde sessiz kalmayacaklarının altını çizdi. İşçi sınıfının birlikte hareket etmesi ve dayanışmanın önemli olduğu bu süreçte, değişik iş kollarındaki mücadelenin birleşmesinin gerekli olduğunu belirtti.

Görüldüğü üzere, İzmir’deki işçi eylemleri yalnızca sosyal haklar ve ekonomik talepler üzerinden yürütülen bir mücadelenin ötesinde; aynı zamanda toplumun genelinde adalet, eşitlik ve insan onurunu koruma arayışı içerisinde gerçekleşiyor. Bu durum, işçilerin haklarını savunmak için daha geniş bir platform oluşturma ihtiyacını da ortaya koyuyor. İzmir’in sosyal yapısı ve işçi hareketleri açısından önemli bir dönemden geçtiği bu evrede, çalışanların haklarını almak için durmadan mücadele etmeleri gerektiği bir kez daha gözler önüne serilmektedir.

İLGİLİ HABERLER