Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Örgütü'nde siyaset sahnesinde önemli roller üstlenmiş isimler bir araya gelerek "Ekim Dayanışma Hareketi"ni oluşturdu. Hareketin içinde eski bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve il başkanları da bulunuyor. Ekim ayından bu yana düzenlenen dokuz toplantının ardından, 26 imzayla kamuoyuna bir bildiri sunuldu.

Ekim Dayanışma Hareketi'nden Düzenli Toplantılar ve Açıklamalar
Edinilen bilgilere göre, Ekim Dayanışma Hareketi belirli periyotlarla bir araya gelmeye devam edecek. Siyasi ve toplumsal gelişmeleri değerlendiren grup, hem ülkede yaşanan olaylarla hem de CHP içindeki gelişmelerle ilgili kamuoyuna açıklamalarda bulunmayı sürdürecek. Hareketin temel hedeflerinden biri, partinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesini sağlamak ve gelecekteki siyasi süreçlerde daha etkili bir duruş sergilemek olarak ifade ediliyor.
Bildiride Birlik ve Dayanışma Vurgusu
Yayınlanan bildiride, Türkiye'nin içinden geçtiği ekonomik, sosyal ve siyasi sürece dikkat çekilerek, CHP üyelerinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirlenen aday etrafında kenetlenmesinin önemi vurgulandı. Partinin iç dinamiklerine yönelik bir değerlendirme de içeren bildiride, CHP'nin güçlü bir muhalefet olarak yoluna devam edebilmesi için birlik içinde hareket etmesi gerektiği dile getirildi.
Bildiriyi İmzalayan İsimler
Bildirinin altında şu isimler yer aldı: Ş. Sinan An, Yekta Varnalı, Erkan Büyükkaya, Ali Rıza Kaya, Halil Çulhaoğlu, Ulvi Puğ, Ali Engin, Cihan Türsen, Musa Çam, Hüseyin Saygılı, Aslı Değirmenci, Engin Şirin, Basri Koyuncuoğlu, Özkan Yıldız, Fulya Alçay, Mehmet K. Günal, Aytekin Tunus, Özgür Kaplan, Şeref Bektaş, Şükrü Parmaklı, Mustafa Özel, Süha Barlak, Özgün Ateş, İlhan Dal, Murat İpek ve Mehmet Öncel.
İşte Ekim Dayanışma Hareketi'nin Basına Sundukları Bildirinin Tam Metni
EKİM DAYANIŞMA HAREKETİ BASIN BİLDİRİSİSEVGİLİ İZMİRLİLER VE DEĞERLİ CUMHURİYET HALK PARTİLİ YOL ARKADAŞLARIMIZ
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğundan bu yana, en zor en karanlık dönemini yaşamaktadır.Hukukun içinden adalet,
Demokrasinin içinden hak ve özgürlükler,Dinin içinden ahlak çıkarılmış ve adeta hepsinin posası bırakılmıştır.Getirilen Başkanlık Sistemi ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Saraydan alıp Türk Milletine armağan ettiği egemenlik, sanki başka bir saraya iade edilmiş gibi bir görüntü oluşmuş ve sanki Yasama, Yürütme ve Yargı yetkilerinin bir tek kişide toplandığı bir Seçilmiş Krallık dönemi başlamıştır.Cumhuriyetimizin tüm demokratik ve ekonomik kazanımları hızla tüketilmiş, Atatürk'ün Kurduğu Cumhuriyete karşı bir nevi karşı devrim hareketi başlatılmıştır.
Adalet, Adalet Sarayından çıkartılmış ve halkımız Yürütmenin kullandığı Sarayın Adaletine muhtaç hale getirilmiştir.Bu yetmezmiş gibi, gelir dağılımında ve refah paylaşımında da adaletten çok uzaklaşılmış, halkımızın emekçisi, emeklisi, esnafı, memuru, çiftçisi açlık ve yoksulluk sınırları arasında yaşamaya mecbur bırakılmıştır.
Bir tıp teşhisi ile durumu özetleyecek olursak:
Türkiye Cumhuriyeti tam bir Çoklu Organ Yetmezliği sorunu yaşamaktadır. Yasama, Yürütme, Yargı, Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Basin...
Hiçbir organımız sağlıklı çalışmamaktadır.Bu sürdürülebilir bir yaşam tarzı değildir.Türk Milletinin artık dayanacak gücü de sabrı da kalmamıştır.Bu gidişe dur demenin olmazsa olmaz koşulu, dünyada hiçbir demokratik devlette olmayan bu Seçilmiş Krallık Sisteminden kurtulup, bu sistemin yarattığı arızaların giderileceği makul bir süreden sonra yeniden sağlıklı hale getirilmiş Parlamenter Sisteme dönmektir.
Bunun için; bu iktidarı mutlaka ve bir an önce demokratik yollarla değiştirmek şarttır!
İktidarı değiştirmek için de seçimlere en doğru adayla katılmak ve bu iktidarın değişmesinden yana olanların tamamının, bu adayın etrafında birleşmesini sağlamak olmazsa olmaz koşuldur!
Cumhuriyet Halk Partisi üyelerinden oluşan, Atatürk İlke Ve devrimlerine yürekten bağlı olan, Sol ve Sosyal Demokrat görüşe sahip Ekim Dayanışma Hareketi olarak bizler, bu karanlık dönemin bitirilmesi için, Cumhuriyetimizin temel ruhunu oluşturan Atatürk ilke ve devrimlerinin işığında, Anayasamızın değiştirilemez ilk dört maddesi çerçevesinde, en doğru yöntemle belirlenmiş en doğru Cumhurbaşkanı Adayının etrafında ve bir çatı altında toplanmanın kaçınılmaz olduğunu biliyor ve bu çatının Cumhuriyet Halk Partisi Çatısı olduğuna inanıyoruz.
Gün; "Ben ne olacağım?" sorusunun değil "Vatanımızın ve Milletimizin, İnsanların ve İnsanlığın geleceği ne olacak?" sorusunun sorulması gereken gündür.
Bu soruyu sorup, ortak cevaplar üretmek amacıyla bir araya gelen Ekim Dayanışma Hareketi olarak bizler, öncelikle;
Cumhuriyet Halk Partisi içindeki tüm kanaat önderlerimizi, tüm liderlerimizi ortak akıl ve tek yürek olarak çalışmaya davet ediyoruz.
Türkiye'nin bu karanlık dönemden kurtulması için, bir tek liderimizi, bir tek kanaat önderimizi, bir tek oyumuzu kaybetme lüksümüz yoktur.
Ekim Dayanışma Hareketi olarak bizler,
Bundan sonra, yeri ve zamanına göre bu tür konularla ilgili düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Biz; Hangi inanç sisteminden, hangi etnik kökenden, hangi siyasi görüşten olursa olsun, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla yaşlısıyla, işçisiyle işvereniyle her bir vatandaşımızın eşit ve insan onuruna yaraşır şekilde yaşadığı bir Türkiye özlemiyle yola çıktık.
Büyük Usta Nazım Hikmet'in dediği gibi: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…
Hep birlikte çalışıp, bu hasreti en kısa sürede dindirmek umut, gayret ve dileğiyle…
EKİM DAYANIŞMA HAREKETİ
- Ş. Sinan An
- Yekta Varnalı
- Erkan Büyükkaya
- Ali Rıza Kaya
- Halil Çulhaoğlu
- Ulvi Puğ
- Ali Engin
- Cihan Türsen
- Musa Çam
- Hüseyin Saygılı
- Aslı Değirmenci
- Engin Şirin
- Basri Koyuncuoğlu
- Özkan Yıldız
- Fulya Alçay
- Mehmet K. Günal
- Aytekin Tunus
- Özgür Kaplan
- Şeref Bektaş
- Şükrü Parmaklı
- Mustafa Özel
- Süha Barlak
- Murat İpek
- Özgün Ateş
- İlhan Dal
- Mehmet Öncel


