Türk-İş'ten Bakan Işıkhan’a İş Sağlığı İçin Sert Yaptırım Talebi

TÜRK-İŞ, iş sağlığı ihlallerine karşı caydırıcı cezalar talep etti; iş kazalarının önlenmesi ve güvenli çalışma koşulları için yasal düzenlemeler istiyor.

TÜRK-İŞ, Türkiye'nin çalışma hayatında önemli bir sorun olan iş sağlığı ve güvenliği ihlallerine dair önemli bir talepte bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a iletilen mektupta, bu ihlallere karşı daha sert yaptırımlar ve önlemler getirilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle iş kazaları ve güvencesiz çalışma şartlarının hala önemli bir sorun teşkil ettiği ifade edilerek, caydırıcı cezaların ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesinin aciliyetine dikkat çekildi. Bu bağlamda, 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun önemine işaret eden TÜRK-İŞ, bu yasanın etkin uygulanmasının yanı sıra, çalışanların güvenliği açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtti.

İş Kazalarının Önlenmesi İçin Gerekli Adımlar

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar tarafından imzalanan mektupta, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki mevcut duruma dikkat çekildi. Mektupta yer alan verilere göre, ülkede iş kazaları sonucu hayatını kaybeden ya da yaralanan işçilerin sayısı, son yıllarda hızla artış göstermekte. Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği sisteminin ciddi sorunlarla dolu olduğunu ortaya koyuyor. Mektup, özellikle geçen yıl ve bu yıl meydana gelen iş kazalarını anımsatarak, yaşanan vakaların çoğunun yeterli denetim eksikliğinden, kayıt dışılıktan ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünün tam anlamıyla yerleşmemiş olmasından kaynaklandığını ifade etti. Aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği alanında uygulanan cezaların caydırıcılığının yetersizliği de önemli bir sorun olarak gündeme getirildi.

Çocuk İşçiliği ve Güvencesiz Çalışma Sorunları

Mektupta vurgulanan bir diğer önemli sorun ise çocuk işçiliği. Bazı sektörlerde hâlâ varlığını sürdüren çocuk işçiliği, ekonomik nedenlerle çocukların eğitim haklarının ellerinden alınmasına ve gelişimlerinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Bu durum, hem ulusal hukuk sistemine hem de Türkiye'nin imzaladığı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerine aykırı teşkil etmekte. Ayrıca son yıllarda artan göçmen işçi sayısının, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına zemin hazırladığı belirtiliyor. Göçmen işçiler, sıklıkla iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden mahrum kalmakta ve bu da onların günlük yaşamlarını tehlikeye atmakta. Taşeron işçiliği uygulamalarının bazen mevzuata aykırı olarak yürütüldüğü ve işçilerin hak ihlalleri yaşadığı da gündeme getirilen diğer sorunlar arasında. TÜRK-İŞ, bu durumların bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep ediyor.

Herkes için Güvenli Çalışma Koşulları Sağlanmalı

Mektubun son bölümünde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel bakış açısı olarak, herkes için güvenli, insana yakışır ve güvenceli çalışma koşullarının sağlanması gerektiği ifade edildi. Bu bağlamda, mevcut yasaların etkin bir biçimde uygulanmasının önemli olduğu vurgulanırken, işverenlerin yasal yükümlülükleri konusunda daha sıkı denetimlerin gerekliliği ön plana çıkarıldı. Yapılan bu tespitler ışığında, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayanların karşılaşacağı yaptırımların yalnızca para cezasıyla sınırlı kalmaması, hapis cezası gibi caydırıcı cezaların da gündeme alınması gerektiği ifade edildi. İnsan hayatının değeri ve kıymeti, hiçbir maddi bedelle ölçülemez. Dolayısıyla, bu konuda yapılacak düzenlemeler ve yasal değişikliklerin, insan yaşamını koruyacak şekilde tasarlanması gerektiği vurgulandı. Sonuç olarak, TÜRK-İŞ, bu sorunların tüm yönleriyle ele alınarak, gerekli mevzuat değişikliklerinin bir an önce yapılmasını talep etti.

İLGİLİ HABERLER