Kültür AŞ'nin iki ihalede 278 milyon lira kamu zararı iddiaları gündemde

Kültür AŞ'nin, İstanbul'daki iki ihalede 278 milyon lira kamu zararı yarattığı iddia edildi. İddianamede usulsüzlük ve "adrese teslim" ihaleler vurgulandı.

Kültür A.Ş'nin iki ihalede, yaklaşık 278 milyon lira tutarında kamu zararına neden olduğu yönündeki iddialar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü" soruşturması çerçevesinde gündeme geldi. İddianamenin ortaya koyduğu verilere göre, 2021 ve 2024 yıllarında gerçekleştirilen ihalelere dair belirli usulsüzlükler söz konusu oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı olan Kültür A.Ş'nin, Kültürel Etkinlikler Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalelerde, rekabete kapalı bir süreç yürütüldüğü ve bazı mal alımlarının hizmet temin edilirken ihale edilmiş olması gibi durumların savcılıkça raporlandığı bildirildi. Bu usulsüzlükler nedeniyle oluşan toplam kamu zararı olarak 278 milyon 606 bin 75 lira gibi bir rakam ileri sürüldü. İddianamede, bu tür işlemlerin sadece Kültür A.Ş’ye muafiyet sağladığı, diğer firmaların ise ihalelere katılım sürecinin engellendiği vurgulandı. Kültürel etkinlikler ve organizasyon hizmetleri gibi geniş bir yelpazeye yayılan işlerin, yalnızca bu şirket üzerinden yürütülmesinin, denetim mekanizmalarının nasıl ihmal edildiğinin de bir göstergesi olduğu ifade ediliyor.

Kültürel Etkinlik İhalelerinin Şekli ve Sözleşmeler

İddianamede anlatılanlara göre, Kültür A.Ş’nin gerçekleştirdiği iki önemli ihale, İstanbul genelinde düzenlenecek kültürel ve sanatsal etkinlikleri kapsamaktaydı. Ancak, bu ihaleler yalnızca Kültür A.Ş tarafından teklif edilen süreçlerdi. Altı farklı firmanın doküman indirdiği ancak sadece Kültür A.Ş’nin teklif verme cesaretini gösterdiği ifade edilen iddianamede, bir ihale için 934 milyon 447 bin 750 lira artı KDV bedelle sözleşme imzalandığı açıklanıyor. Bu noktada, ihale sürecinin yeterince şeffaf olmadığı ve rekabetin haksız yere engellendiği, "ihaleye fesat karıştırma" ve "kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırma" suçlamalarıyla dile getirildi. İhalelerin sayısı ve kapsamı göz önüne alındığında, ihale sürecinin adeta bir tekel gibi işlediği ve bu durumun kamu kaynaklarının heba edilmesine neden olduğu ortaya konuluyor. Ayrıca, belirli kalemlerin peşin fiyattan mal alımları yerine hizmet alımı adı altında işlem görmesi, yolsuzluk iddialarını daha da pekiştirmekte.

Signal Uygulaması ve İddialar

İddianamede, ihalelerle ilgili soruşturma sürecinde elde edilen bazı tanık ifadeleri ile birlikte "Signal" uygulaması üzerinden yapılan yazışmalara da yer verilmesi dikkat çekiyor. İddianamede, İBB tarafından gerçekleştirilen ana ihalelerin sonuçlarının önceden belirli kişiler arasında paylaştırıldığına dair güçlü bir görünüm ortaya koyulmakta. Bu tür yazışmalarda, ihalelerin düzenlenmesi için belirli kişilerin devreye girdiği ve tüm sürecin şüpheli bir yapı üzerinden yürütüldüğü öne sürülüyor. Özellikle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştirak şirketlerinden sorumlu olan kişilerin, sürecin dahili bir hazırlıkla yürütülmesini sağladığı iddiaları dikkat çekiyor. Bu noktada, şüpheli Murat Ongun’un başta olmak üzere çeşitli iddialar arasında adı geçenlerin organizasyonu, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle gerçekleştirildiği vurgulanıyor. Böylece, bu yapı içerisinde İmamoğlu suç örgütüne finansal kaynak sağlama şeklinin şüpheli olduğu ortada. Bu tür ifadelerin çok sayıda tanık tarafından teyit edilmesi, olaya dair somut kanıtların oluşmasına neden olduğu belirtiliyor.

Kamu Zararının Boyutu ve İhaleye Yansımaları

İddianamede ayrıca, 2021 yılında yapılan bir ihale kapsamında 53 milyon liraya yakın bir kamu zararının ortaya çıktığına dair detaylar da sunulmakta. Aylarlı sonuçlara göre, 31 Aralık 2021’de gerçekleştirilen 446 kalemden oluşan ihale, yine yalnızca Kültür A.Ş. tarafından kazanıldı. Bu ihale sürecinde de birçok firma doküman indirmesine rağmen, sadece bir teklifin alınması dikkat çekti. Ayrıca, ihaleden sonra işlerin 9’a bölünerek alt yüklenicilere devredilmesi ve bu süreçlerin kamu kaynaklarının israfına sebep olması yönündeki iddialar, savcılık dosyasında yer buldu. Kültür A.Ş'nin, bu ihaleyi almasının ardından yürütülen işlerin nasıl bir süreçle alt yüklenicilere geçildiği, bu süreçlerin de dikkatli bir biçimde denetlenmesi gerektiğine dair yorumlar yapılmakta. İhalelerin yalnızca tek bir firmanın elinde kalması ve dolayısıyla rekabetin ortadan kalkması, gerek kamuoyunda gerekse profesyonel çevrelerde büyük bir rahatsızlık kaynağı oluşturmakta. İhaleler yoluyla gerçekleşen kamu zararının boyutları, mevcuttan daha büyük bir hesap sorulması gerekliliğini gözler önüne seriyor.

İLGİLİ HABERLER