İZMİR HABERLERİ
İzmir
Açık
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
İZMİR
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara
MENÜ
İzmir Haberleri 3. Sayfa Dorukhan Büyükışık’ın Gizemli Ölümü 6 Yıl Sonra Yeniden Gündemde

Dorukhan Büyükışık’ın Gizemli Ölümü 6 Yıl Sonra Yeniden Gündemde

2018’de “intihar” denmişti, şimdi cinayet şüphesi! Dorukhan Büyükışık’ın ölümüyle ilgili dava yıllar sonra şok detaylarla yeniden açıldı.

3 Dakika
Okunma Süresi
Haberleri

2018 yılında İzmir'de, emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık’ın ölümüyle ilgili kapatılmış dosya, aile ve bağımsız uzmanların ısrarlı çabalarıyla yeniden açıldı. 13 Mayıs 2018 tarihinde evinin yakınındaki bir inşaat alanında ölü bulunan Dorukhan’ın ölüm nedeni başlangıçta "yüksekten düşme sonucu intihar" olarak kayıtlara geçmişti. Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yeni soruşturmayla olayın seyrini değiştiren bilgiler ortaya çıktı.

Olay Yerine Taşınmış 

İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Adli Tıp ve bağımsız bilirkişi raporları ile desteklenen önemli detaylara yer verildi. Buna göre Dorukhan Büyükışık’ın vücudunda açık yara, kafa, kol ya da bacaklarda kırık izine rastlanmadı. Ancak sırtının sağ bölgesinde dikey şekilde kosta (kaburga) kırıkları tespit edildi.

Adli bulgular, Dorukhan’ın sırtına sert ve etkili bir cisimle vurularak öldürüldüğünü ve cesedinin olay yerindeki pozisyona sonradan getirildiğini ortaya koyuyor. Cesedin bulunduğu konumun — sırt üstü yatmış, başı istinat duvarına dayanmış ve üzerinden bir inşaat demiri geçmiş şekilde — doğal bir düşme sonucu oluşamayacağı vurgulandı.

Sanıkların İfadeleri Birbirini Tutmuyor 

Şüpheliler arasında inşaatta görevli 5 kişi yer alıyor: Bekçiler H.K. (68), H.A. (76), T.Ç. (40), A.G. (76) ve işçi B.Ç. (46). Sanıkların savcılıktaki ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğu, birbirlerini doğrulamayan beyanlar verdikleri ve olay anına dair "bağırtı", "gürültü" duyduklarını söylemelerine rağmen kayda değer bir müdahalede bulunmadıkları dikkat çekti.

Özellikle olayın yaşandığı şantiyenin dış dünyadan izole yapıda olması ve köpeklerin de katıldığı aramalara rağmen hiçbir olumsuzluk tespit edilmemesi, iddianamede "hayatın olağan akışına aykırı" olarak değerlendirildi.

Adli Tıp ve Bilimsel Raporlar Birbirini Destekliyor 

Adli Tıp Kurumu ilk aşamada ölümün yüksekten düşmeye bağlı olabileceğini rapor etmişti. Ancak Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın başvurusu üzerine hazırlanan Adli Bilimciler Derneği raporu, bu değerlendirmeye itiraz ederek ölümün düşmeye değil, darp sonucu gerçekleştiğini savundu.

Sonrasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu da bu şüpheyi destekleyen bir rapor sundu. Raporda ölümün düşmeyle gerçekleşmesinin olası olmadığına dair bulgulara yer verildi. 

"Yeterli Delil Mevcut" Gerekçesiyle Dava Açıldı 

İddianamede, ölümün nasıl gerçekleştiğinin kesin olarak tespit edilememiş olmasına rağmen, olay yerindeki şüphelilerin öldürme eylemi üzerinde ortak bir hâkimiyet kurduğu ve birlikte hareket ettikleri değerlendirildi. Bu nedenle sanıklar hakkında "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis istemiyle dava açılmasının yeterli delille mümkün olduğu belirtildi.

Sanıklar Ne Dedi? 

Sanık A.G., olay anında başka bir şantiyede olduğunu, durumu eve gittikten sonra damadından öğrendiğini iddia etti. H.K. ise gece 01.30-02.00 sularında “pat” diye bir ses duyduğunu, köpeğiyle çevreyi kontrol ettiğini ama bir şey bulamayınca kulübeye geri döndüğünü söyledi.

T.Ç., olay sırasında kulübede olmadığını, olanları sonradan öğrendiğini ifade ederken; H.A., bir “insan bağırtısı” duyduğunu ama ne olduğunu anlayamadığını belirtti. B.Ç. ise saat 03.30 sıralarında bir gürültü üzerine dışarı çıktığını, H.K.’nin de aynı sesi duyduğunu söylediğini aktardı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *